Yarış Biter Arkadaşlık Bitmez!
Total Immersion Türkiye Yüzme Kulübü'nün ikinci etkinliği 9.Datça Açık Deniz Kış Yüzme Maratonu kapsamında gerçekleşti. Total Immersion Türkiye Yüzme Kulübü olarak, arkadaşlarla birlikte spor yapma ilkesi ile hareket ederek 10 kişilik bir ekiple yarışa katıldık. Kürsüye bile çıktık 🙂
28 Şubat Cumartesi Datça’ya ulaştığımızda deniz dalgalı ve hava şartları zorlayıcıydı. Öğleden sonra rüzgâr hızını 45km/s ‘e kadar çıkardı. Rüzgâr nedeniyle hissedilen sıcaklık 10-12°C civarına geldi ama su sıcaklığı 17°C idi. Bu sıcaklıktaki suda yüzücüler güvenli biçimde en fazla 2 saat süreyle suda kalabilirler. Sudan çıktıktan sonra da vücut ısısı düşmeye devam edeceği için 10-15 dakika yüzücü suyun dışında gözlemlenmelidir.
Tek Başına Yarışa Gelmek Mi?
Bireysel olarak yarışlara katılmak ve hatta dereceler almak mümkün fakat belirli bir tecrübe ve edinilmiş yarış tecrübesi gerektirir. Yarış öncesi Datça’ya gelen yüzücüleri Datça’da ilk olarak kötü hava şartları ile karşılaştılar. Yarış öncesi ve yarış sırasında karşılaştığımız yüzücülerin çoğunun yarışmak için geçecek süreyi hesapladıkları ama sudan çıktıktan sonra hayati sınırın altına inmemek için 10-15 dakikaya daha ihtiyaçları olduğunu ve bu toparlanma süresini yarış planlarına dâhil etmediklerini gözlemledik.
Toplam ya da birikmiş zekâ her zaman bireysel zekâdan daha üstündür. Grubun aldığı kararlara katılmak, karar alınırken aynı sorun üzerinde akıl yürütmek, zorlu şartlarda riskleri hesaplamak ve bireyin tek başına yaşayacağı stres düzeyini azaltıp, üzerindeki yükü daha az hissetmesine imkân sağlamaktadır.
Grubumuzda Açık-Su Yüzme ve soğuk su yüzme deneyimi ilk defa birarada ya da ayrı ayrı yaşayacak yüzücüler olduğu için Cumartesi öğleden sonra test yüzüşü gerçekleştirdik. Soğuk suya giriş ve dalgalı ve rüzgârlı hava koşullarında taktiksel olarak nasıl hareket etmeleri gerektiği, sudan ne zaman ve hangi koşullarda çıkmaları gerektiği yarış anına bırakılmayacak öneme ve önceliğe sahipti.
Riskli doğa şartları veya organizasyonel elverişsizlikler nedeniyle tek başına katılan yarışmacılarda yarış öncesi kaygı düzeyinin oldukça yükseldiği bir ortamda grubun güvenli ve sağlıklı biçimde yarışı tamamlaması ve deneyimlemesi ana hedefti haline geldi. Yarış günü değişen hava koşulları nedeniyle uzun parkur organizasyon tarafından iki defa revize edildi.
Yarışmacıların gündelik stresten kurtulmak ve şehir hayatından uzaklaşıp, farklı bir deneyim için geldiği akılda tutulmalıdır.
Dünya nüfusundaki yüzücü sayısının toplam nüfusa oranının %0.02’lerde karşılık geldiği düşünülürse yüzebilen ve yarışa katılabilen her yüzücünün ne kadar sıra dışı bir faaliyet yaptığı ortaya çıkar.
Doğaya şartlarına çıkan herkes alması gerekenden daha fazla risk almamalıdır. Değişen şartlar altında kendini yeniden şekillendirmek, riskleri elimine etmek ve Total Immersion metodu ile öğrendiğimiz problem çözme tekniklerini hayata uygulamak ve yaşam boyu yüzmek temel hedef olmalıdır. Bireyin korkularını paylaşması ve korkularını bağımlılık haline getirmeden önce kendisinin çözüm üretmesi ve edindiği deneyimleri grup ile paylaşması, hata yapsa da yarışmayı bitiremese de hatalarından da öğrenebileceği noktalar olduğunu bilmesi gerekir.
Eksiklerini görüp, bir sonraki aşmaya hazır olmak, doğanın sürprizleri sevdiğini ve kimseye acıması olmadığını unutmamak gerekir.
Açık-su yüzücüleri için soğuk suda yüzmek değerli bir tecrübedir. İlk başta riskli bir etkinlik olarak görülebilir fakat bir defa suyun doğallığına ve canlandırıcı etkisine alışırsanız bağımlılık yapabilir.
Gerçek Açık-su yüzücüleri, doğal ve vahşi sularla birlikte hareket etmeden önce daima pozitif tutum ve açık bir düşünce yapasıyla suya karışmalıdırlar.